Liste

Ömer DEMİR

23 Temmuz Çarşamba günü Kırıkkale Üniversitesi’nden birbirini tanıyan kişilerin sosyal medya grubuna şöyle bir paylaşım yapıldı:

“Üniversitemiz Senatosu, 16.07.2025 Çarşamba günü saat 14.00’te, Üniversitemiz Türkiye Yüzyılı Kongre Merkezinde, Rektör Prof. Dr. Ersan ASLAN’ın başkanlığında toplandı. 18/02- 13.12.2017 tarihli ve 45/11 sayılı Üniversite Yönetim Kurulu Kararı ile belirlenen “Kırıkkale Üniversitesi Prof. Dr. Beşir ATALAY Kampüsü” isminin verilmesi kararının iptal edilerek, Üniversitemiz kampüs isminin “Kırıkkale Üniversitesi Şehitler Kampüsü” olarak değiştirilmesinin uygunluğuna;

Katılanların oy birliği ile karar verilmiştir.”

Kırıkkale Üniversitesinin kampüsünün adı 2017 yılında üniversite yönetimince alınan bir kararla Prof. Dr. Beşir Atalay Kampüsü yapılmışken şimdi “Şehitler Kampüsü” oluvermiş, Senatonun oy birliği ile. Senatonun oy birliği ile aldığı söylenen bir kararın gerekçesinin de olması beklenir. Bu kararın gerekçesine dair bir açıklama yok. Rektör Ersan Aslan bu konuda ser veriyor ama sır vermiyor. Kırıkkale üniversitesinin kuruluşunda orada bulunmuş, neredeyse tüm komisyonlarında görev yapmış birisi olarak konuyu ben de tetkik etmek istedim. Rektör beyden böyle bir karar verilmesinin sebebine dair en ufak bir bilgi alamadım. Kısaca “Öyle icap etti” diyor. Bu nasıl senatodur ki gerekçesi söylenmeyen ve tartışmalara yol açacağı belli olan böyle bir karara oy birliği ile imza atıyor.

Kim bu ismi kampüs nizamiye girişinden silinen Prof. Dr. Beşir Atalay? 1992 yılında kurulan üniversitenin kurucu rektörü. Sadece bir meslek yüksek okulu binası bulunan şehre güzel bir kampüs kazandıran ve daha da önemlisi burayı dönemin yetenekli genç akademisyen adaylarının yarıştığı bir yetenek havuzuna çeviren kişi. Döneminde Kırıkkale üniversitesine intisap eden bu yetenekli gençlerin Türkiye’nin muhtelif yerlerinde akademide, bürokraside yahut iş dünyasında önemli katkıları oldu ve olmaya devam ediyor.

Dönemin şartlarında çok iyi bir üniversite kurmanın karşılığında nasıl bir ödül almış? Ödül almak bir yana cezalandırılmış. 28 Şubat sürecinde “İstifa edersen kadronu Ankara’da bir üniversiteye aktarırız”, diyen YÖK başkanına “Yanlış bir işlem yapmadım ki istifa edeyim” diyen ve bunun üzerine görevden alınan bir rektör. Böyle dendiğini ben nereden biliyorum? Çünkü o dönem ben de orada öğretim üyesiydim ve YÖK başkanının bu teklifine cevap vermeden önce Beşir hocanın üniversite içinde istişare ettiği heyetin içindeydim. 72 sayfalık YÖK soruşturma raporunda bir adet hukuken suç oluşturan unsur yoktu. Yani işini iyi yapma konusunda en ufak bir suçlama yoktu. Konu siyasi idi ve toplum kısa bir süre sonra o siyasi duruşu sırtından söküp attı.

Beşir Atalay 12 Eylül darbesinde de öğrencilere burs veren vakıflarda görev aldığı için hapis yattı, işkence gördü Erzurum’da. Erzurum’da öğrencilerle ilgilendiği için hapis yattı, Kırıkkale’de yetenekli kişileri nesnel sınavlarla buraya topladığı için görevden alındı. “İrticacı” ilan edildi. Hiçbir zaman da “değilim” demedi. Dindarlığın adı irtica ise bundan hiç gocunmadı.

Kırıkkale üniversitesine olan emeklerini ödüllendirmek yerine onu görevden alanların suçlarını yüzlerine çalmak için 2017 yılında üniversite kampüsüne adı verildi. Çok sağduyulu, kadirşinas ve Türkiye tarihinin zikzaklarını ve sonunda evrildiği istikameti resmetmek için adının kampüste görünür olması çok isabetli bir karardı. Beşir Atalay’a katkısı olan değil, ortak hafızayı canlı tutan bir girişimdi. Bu sebeple bunu yapanları kutluyorum. Tam da bu sebeple hiç gündemde yokken bir emri vaki ile bu isim değişikliğine anlam vermekte zorlanıyorum.

Peki 22 Temmuz 2025 Çarşamba günü sosyal medya gruplarına düşen karar neyin nesiydi? Neden Beşir Atalay ismi kampüsten uzaklaştırıldı, hem de senatonun “oybirliği ile”. Bu süre içinde köprünün altından akan sulara hangi nehirler karışmıştı? Beşir Atalay ismi bu kampüsten hangi sebeple uzaklaştırılmak istendi? Bütün birimlerin yöneticilerinin olduğu varsayılan senatoda bir kişinin bile “neden bunu yapıyoruz” dememiş olmasını, dediyse ona ne tür bir açıklama yapıldığını anlamak mümkün değil. Rektörün yanı sıra senatörlerimizden de bir açıklama gelmeyince bazı tahminler yapıldı. Bazıları “herhalde rektörün Hoca’ya kişisel bir hıncı vardı” yorumunu yaptı; bazıları “kendisine bunu yapması için birileri baskı yapmıştır, yoksa hiç makul bir iş değil” dedi. Bazıları da bunu “beni unutmayın, buradayım, rektörlükten sıkıldım, yeni görevler için hazırım” mesajı olarak gördü. Bu mesajın kime verildiği şimdilik belirsiz. Bu yorumların isabet düzeyini ortaya koyacak olan rektörün bu kararının gerekçesini açıklamasıdır. Böyle bir karar sonrasında esoterik tarikat önderleri gibi “öyle icap etti” açıklaması bir rektöre yakışmaz, hele üniversitenin yasama organı olan bir senatoya hiç yakışmaz. “Öyle icap etti” tavrı, sadece bazı üniversite yöneticilerinin üniversiteleri kişisel gündemlerine malzeme olarak kullandıklarını gösterir. Rektör şu soruya açık seçik yazılı ya da sözlü cevap vermelidir? Prof. Dr. Beşir Atalay’ın adı kurucusu olduğu ve haksız yere irticai faaliyetlerin odağı suçlamasıyla görevden alındığı üniversitenin girişinden niçin kaldırılmıştır? Bunu kimler hangi gerekçe ile istemişlerdir? Bu sorunun cevabını ver(e)meyen bir rektörün bundan sonra hangi sözü ve kararı makul bir zeminde tartışmaya değer bulunabilir! Bu tavır, “artık ne yapsa yeridir” sınırıdır. Kendisine de söylediğim gibi şahsi kanaatim, bundan sonraki hayatında rektör Kırıkkale Üniversitesinde geçirdiği iki dönem sonunda en çok bu kararı ile ve olumsuz olarak anılacaktır.

Son olarak üniversite kampüsünden Beşir Atalay’ın isminin kaldırılıp onun yerine Şehitler Kampüsü adının verilmesi nasıl açıklanabilir? Makul bir açıklaması olmayan bu tavır bana bir karikatürü çağrıştırdı: Çocuk altını ıslatmış yataktan kalkmıyor. Annesi odaya girer girmez “şehitler ölmez vatan bölünmez” diye slogan atıyor. Annesi de “tamam ne yaptığın anlaşıldı” diyor.

Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen 28 Şubat döneminde dindarlığı nedeni ile rektörlük görevinden alınan Beşir Atalay’ın kampüse verilen adının hiçbir gerekçe sunulmadan değiştirilmesi vicdanlarda derin bir yara olarak kalacaktır. Umarım bir gün kampüsten silinen O isim, yasayla bu defa üniversiteye verilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  Yazılar

1 2 3 6
Ağustos 1st, 2025

KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ KAMPÜSÜ İSİM DEĞİŞİKLİĞİ

Ömer DEMİR 23 Temmuz Çarşamba günü Kırıkkale Üniversitesi’nden birbirini tanıyan kişilerin sosyal medya grubuna şöyle bir paylaşım yapıldı: “Üniversitemiz Senatosu, […]

Kasım 28th, 2023

ESKİDEN İNSANLAR DAHA ÇOK İYİLİKSEVER MİYDİ? (4/4)

ÖMER DEMİR Yardımsız Topluluk Oluşmaz Karşılıksız Yardım ile Kalıcı Çare Oluşturulamaz Bireyler arasındaki ilişkilerde farklı ihtiyaçları daha düşük maliyetle çözme, kurumların gelişiminde […]

Kasım 28th, 2023

ESKİDEN İNSANLAR DAHA ÇOK İYİLİKSEVER MİYDİ? (3/4)

ÖMER DEMİR İş ve İmkânları Dengeli Dağıtmada Yardımın Rolü Başka birilerine güvenerek bir işe koyulmadan sadece tek başına tüm ihtiyaçlarını […]

Kasım 28th, 2023

ESKİDEN İNSANLAR DAHA ÇOK İYİLİKSEVER MİYDİ? (2/4)

ÖMER DEMİR Elde Olanı Sonraya Aktarmada Yardımın İşlevi İnsanoğlu bugüne kadar elindeki kullanım fazlası olan şeyleri başka zaman veya mekânlarda kullanabilmek için […]

Kasım 28th, 2023

ESKİDEN İNSANLAR DAHA ÇOK İYİLİKSEVER MİYDİ? (1/4)

ÖMER DEMİR Değer yargıları içinde yardımseverlik en önemli sırayı alır. Dört yazıdan oluşan bu yazı dizisi, geçmişe göre yardımseverliğin azaldığı gözlemine […]

Kasım 28th, 2023

“EY OĞUL…” DEVRİ GEÇTİ EY OĞUL! (2/2)

ÖMER DEMİR Her Şeyi Bilen Akil Adam Yanılgısı Önceki yazıda takdir yetkisi konusuna fazla ağırlık vermemizin sebebi, “akil adam”ların üst yöneticilerin takdir […]

Kasım 28th, 2023

“EY OĞUL…” DEVRİ GEÇTİ EY OĞUL! (1/2)

ÖMER DEMİR Yöneticilerimize yakın çevresindekiler tarafından her zaman doğruların tam olarak söylenmediği, yaptıkları yanlışları düzeltmeleri için yerinde ve zamanında gerekli ‘dostça’ (dost acı söyler […]

Eylül 4th, 2023

ÇEVRİMİÇİ DÜĞÜN DAVETİYELERİ NELERİ AKLA GETİRİYOR? MAHREMİYET VE BÜYÜK VERİ *

Yaz mevsimindeyiz ve neredeyse hepimiz her hafta bir tanıdıktan düğün davetiyesi alıyoruz. Ne kadar çok davet alırsak o kadar geniş […]

Eylül 4th, 2023

EYT’NİN TÜRKÇESİ: YASAYLA “HERKESE” VERİLEN, HERKESE VERİLECEK ÜRETİM VARSA HERKESE GİDER *

“Bir şeyin Türkçesi” deyimi, asıl anlamın saklı olduğu durumlarda onu doğrudan söylemek için kullanılır. EYT hayata geçti, yani Emeklilikte Yaşa […]

Eylül 4th, 2023

MAHREMİYET VE ÖZEL ALAN GEREKLİ Mİ? *

İnsan, birçok değişik ayrıştırıcı özelliği ile (konuşan, düşünen, yazan, resim çizen, hayal kuran, oyun oynayan, alet yapabilen vb.) tanımlanır. Bu […]