Özet
Bu çalışmanın amacı, Batı uygarlık tarihinde önemli bir kırılmayı ifade eden Rönesans dönüşümünün ve yaşam tarzından diğerine geçiş bakımından paradigmal bir geçiş olarak nitelenebileceğini göstermektir. Eğer iki paradigmanın dört belirleyici boyut göz önüne alınarak tanım ve karşılaştırılması yapılacak olursa, Rönesansla ontolojik düzeyde teozentrik ve hierarşik varlık sınırlamasından, insanbiçimci ve insanmerkezci bir evren anlayışına; epistemolojik düzeyde dinsel rasyonalizmden seküler rasyonalizme; aksiyolojik düzeyde, dini temele dayalı bir değer yargı sisteminden, bireyci, seküler ve hümaniter bir ahlak anlayışına; metodolojik düzeyde ise niteliği önplanda tutan tümden gelimci bir açıklama yönteminden, duyu organlarının sınırlarını çizdiği, niceliği önplanda tutan tümevarımcı bir açıklama biçimine geçişin olduğu söylenebilir.