Sorulduğunda bazen Trabzonlu bazen de Rizeli olduğunu söylüyor. Of’da geçirdiği lise yıllarında ders dışında hangi kitapları okuyacağı konusunda Mehmet Emin Göktaş’tan büyük destek gördü. Ümit Hassan’ı ODTÜ’de ideal bir üniversite hocası olarak tanıdı, ondan ders aldığı ve danışmanlığında yüksek lisans tezi yazdığı için kendini hep şanslı hissetti. Hem kitap okuyup hem de maaş alacağı bir işi onun himayesinde elde ettiği, yanında entellektüel birikimle birlikte idari deneyim de kazandığı ayaklı kütüphane olan ve “yeni” bir şey söylemediği sürece yazmayı okuyucuya saygısızlık olarak değerlendirdiği ve okumak istediği tüm kitapları henüz bitiremediği için yazmaya başlamadığını söyleyen Burhan Erdem ile tanışmasını hayatının en büyük şanslarından biri olarak gördü. Bu tanışmayı sağlayan Nabi Avcı’ya minnettar.
Kırıkkale Üniversitesinde önce idealist bir ekibin efsane başarı öyküsüne, ardından gelen 28 Şubat süreciyle birlikte de, nasıl hiçbir başarının cezasız bırakılmadığına içi acıyarak şahitlik etti. Bu sancılı dönemde saha uygulamasının sosyal bilimdeki kritik rolünü ANAR sayesinde yakından gördü. Tüm öğrencilik hayatı boyunca sadece bir kez, o da ODTÜ’de istatistik dersinden, bir dönem bütünlemeye kaldı. Bunu, 2003 yılından itibaren beş yıl Türkiye İstatistik Kurumu’na başkanlık yaparak telafi etti.
TÜİK’ten başlayan bürokrasi seyahatinin YÖK, TÜBİTAK, ASBÜ ve ÖSYM duraklarında çok sayıda güzel insanla karşılaştı, bir kısmıyla uzun süre birlikte seyahat etti. TÜİK’te Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sisteminin kuruluşuna nezaret etmekten büyük mutluluk duydu. YÖK’deki görevi süresince yükseköğretimin temel sorunların büyük kısmımın çözümünde akla gelen ilk çözüm önerilerinin çoğunlukla yanlış olduğunu gözlemledi. Ayrıca YÖK macerasında sürekli başkalarının hata yapmasını önlemeye çalışmanın büyük bir hataya dönüşebildiğini, zaman zaman da iktidar kullanma arzusunun dost-arkadaş demeden önüne gelen her şeyi silip süpürebildiğini yakından gördü. İş dünyası ve akademiyanın temsilcilerinin iş dünyasından ziyade TÜBİTAK bilim kurulunda daha kolay uzlaştığını gözledi. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinin kuruluş sürecindeki rolüyle, ülkemizde araştırma odaklı bir sosyal bilim üniversitesi kurulması için yapılması gerekenler konusunda ilgililerin kafasında tam bir netlik olmadığını hissetti. Bir kurum yöneticisinin, kurumuna, başında durup sahip çıkarak da, ayrılarak da hizmet edilebileceği görüşünü ÖSYM’de test etti. Değişik devlet kurumlarında bürokrasi çarkını çevirmenin güzel ve can sıkıcı yönlerini, “Devlette iş görmek buz üstünde yazı yazmak gibidir, güneş gelince iyisi de kötüsü de su olur” sözünün hikmetlerini bizzat tecrübe etti. Başarılı işlere tanıklık yanında sık sık hayal kırıklıkları da yaşadı.
Beşir Atalay’ın güveni sayesinde ilk olarak TÜİK’de Etkin Devlet pratiği yapma fırsatı buldu, sonra arkası geldi. Mustafa Acar ile birlikte Sosyal Bilimler Sözlüğü oluşturmayı denedi. Metin Toprak’la birlikte, Türkiye’de Serbest Piyasa Devriminin Serüvenini takip etti; Bilim Felsefesi’ni her zaman sevdi; İktisat Metodolojisi ve Kurumcu İktisat ile ilgisini daima sürdürdü; İktisat ve Ahlak’ı ilişkilendirmeye Ahlak ve Ekonomi’yi uzlaştırmaya çalıştı; inanç, zenginlik ve mutluluk bağlamında Din Ekonomisi’ni inceledi; Akıl ve Çıkar ilişkisinde rasyonel olmanın rasyonelliğini irdeledi; bürokraside geçen uzun süre içinde Bulutlara Komşu Şifalı Bal Diyarı Anzer’i geniş kitlelere tanıtacak bir belge oluşturdu; arkadaşlarıyla birlikte kısa bir süreliğine Uluslararası Politik Ekonomi’ye göz attı; en son 15 Temmuz darbe girişiminin yapıldığı O Gece ÖSYM’de neler olduğunu kamuoyu ile paylaştı. Bilimin Üvey Çocukları’nı sık sık ziyaret etmeyi seviyor, Kızıl Kraliçenin Türkiye’de performans kaybı yaşadığını ve robotlarla meslektaş olmanın yakın olduğunu düşünüyor, Eğitim ve Mesleklerin Geleceği ile yakından ilgileniyor.